ankara: ancyre: angora
hattuşaş/boğazkale yakınında ankara
kelt ve hitit güneşini gördü. paulus, galat’lılara
mektubunu orada yazdı. ah angora, kayıp kuzuların senin…
abelard’ın yazıları, historia calamitatum ne zaman
kapanacak? uzam, zaman ve dilin tanıdık kurallarına
karşı çıkan alis, elhamra’da el-arif bahçelerinde
geziniyor şimdi. habsburg hanedanının yeşil sarı
armasından haendel bize bakıyor. rilke duino’ya, rimbaud
harrar’a yola çıkıyor. semerkant st. augustin’e kanatlarını
açıyor. lady darbanville cockney kökenli olduğu için
manchester ve liverpool birbiriyle barışıyor. mircea eliade
kentlerin tarihini okuyor. rene girard dünyanın
kuruluşundan bu yana gizlenen şeylerin tarihini yazıyor. ve
bütün kentler ve kişiler birbirlerini sınama ya da
cezalandırma, ödüllendirme ya da öngörme için birlikte
varoluyorlar. birinin tarihini diğerinden çıkarabildiğimiz
gibi kötülük düya düzeni için gereklidir diyebiliyoruz.
bunu diyebildiğimiz anda herkesi bağışlıyoruz.
ve bütün türkiye’de grand orient’in shakespeare
kumpanyası kuruluyormuş. koltuklarının altından uzayıp
giden pembebeyaz şeritlere yazılmış dinyeper şiirleriyle
akıp geliyorlarmış angara üzerinden tungunska
kızaklarıyla. kentlerin mavibeyaz kanatlarında isa’lık değil
insanlık durumu parabolleri beliriyormuş…
ah angora, kayıp kuğuların senin…