Çağırıyor, belli ki çok özlemiş;
Gece-gündüz hasretle yol gözlemiş,
Uçmak için kanatları sızlamış…
Geliyorum, telli turnam, yoldayım
Aşktan esrik düştüm, gör ne hâldeyim!
Çok direndim en sonunda “pes”dedim,
Keseceksen ellerimi kes dedim;
Eseceksen yüreğimde es dedim
Geliyorum, telli turnam, yoldayım
Ben sana gelirken gör ne hâldeyim!
Söyle dağlarına bizi saklasın,
İlk celsede davâmızı aklasın…
Ara-sıra kapımızı tıklasın,
Geliyorum, telli turnam, yoldayım
Ben seni düşlerken gör ne hâldeyim!
Göçmen kuşlar hazırlandı göçmeye
Gönlüm razı değil sensiz uçmaya
Gün doğarken Elmadağ’ı geçmeye
Geliyorum, telli turnam, yoldayım
Yollarda terör var, gör ne hâldeyim!
Gelişimi toroslardan ünlerim
Sustuğumda ufukları dinlerim
Senin ile şifrelenmiş genlerim
Geliyorum, telli turnam, yoldayım
Seni damıtırken gör ne hâldeyim!
Son leylek yuvada boynunu büker
Bir keklik aşkına ne diller döker
Beden acı çeker, ruh acı çeker
Geliyorum, telli turnam, yoldayım
Pusulam şaşırmış, gör ne hâldeyim!
Aşk, gönülde parlar, kana karışır
Aşk, en kadim bayram, küsler barışır
Karakoç’sa yollar ile yarışır
Geliyorum, telli turnam, yoldayım
Yolum kısaldıkça gör ne hâldeyim!
06.10.2008