Az önce ayrıldık
Bir koy ilkokuluna çığ düşer gibi ansızın;
Gırtlakları kesen kelimelerle veda ettin yasadığın bedenime
ne A Rh pozitif bir ‘kal’ bulabildim
ne de 0 grubu negatif bir ‘burukluk’, donakaldığım evin içinde!
Kanım, orman basan cinlerin sabahın ilk ışıklarıyla
geri çekilmesine benzedi dudaklarından uzağa;
Yasaklara kenetlenmiş sevişmelerle geçiştirilen hayatlar
masumiyeti zedeleyen o kiraz tatlısı, o siyah renkteki buruk şarap
lekelenmiş fotoğraflardaki kıyasıya gülüştüğümüz hırpani atlar
onlar da gittiler, onların da nalları koptu, benimkiler de;
dilsiz ıstırap!
Ne A Rh pozitif bir ‘niçin’ bulabildim
ne de 0 grubu negatif bir ‘elveda’, sona kaldığım alevin içinde!
Az önce ayrıldık
Çığ düşmüş bir koy ilkokuluna kayıt yaptırır gibi ansızın;
Morgta çocuğunun cesedini teşhis etmeye mecbur kalan biriyim sanki
hüzün müptelası bir infilak, mükemmeliyet tiryakisi bir sindirim sistemi
bambaşka bir kıtada stüdyo tipi bir sığınağın narkotik penceresinde
dört tarafı ağlarken burusan suratlarla çevrili adalar ve orada bir can ki
gölgesinin ardı sıra, hiç umut beslemeden yeniden başlayabilmek hevesi,
başlayabilmek arzusu, başlayabilmek temennisi!
Yani öyle bir şey ki, sabahları bir aksam sefasının yapraklarında uyanmak
yani, gazeteyi açtığında üçüncü sayfada intihar haberini görmek
senin vesikalık bir de fotoğrafın var orada, silik, mecburen ciddi,
mecburen ilimli,
yani öyle bir şey ki, arayıp annenle konuşsam,
‘başınız sağ olsun’ desem
sonra babanın hıçkırıklarını duysam telefonda
‘yakin miydiniz’ diye sorsa çekine çekine
yani öyle bir şey ki, kanalizasyon şebekesi çökmüş bir şehirde ben
yalnızca avuçlarımı uzattım sana, ‘buraya yap! ‘ dedim
ne A Rh pozitif bir ‘hayır! ‘ bulabildim
ne de 0 grubu negatif bir ‘iyi niyet’, boka sardığım dehşetin içinde!
Az önce ayrıldık
Çığ düşmüş bir koy ilkokulundan mezun olur gibi olur ölmez,
askın diplomasini terk eden sevgililer verirmiş meğer
meğer en korkunç tasdiknameymiş geride kalandaki zehirli ruh sarmaşığı
geride bırakılandaki zarif fikirler!