Bir erkek kardeşim olsa ölür bu bir mısır
sanatıdır diyerek elindeki ömür mecmualarını
şerbete batırırsa çekirdekli yaz mevsiminde
şüpheli;
Aşklar yaşayarak kalbi karıncalanan o kızıl
derili çocuğun toz dudağıyla zalim bir
meşgale edinircesine ellerini kavminin
büyüsünde seyrelttiği;
Kalacak ad: seçilmemiş ruhun orospuluğu, söylenirse,
biri kendi gözlerini ele verir. bir cildin
leoparları örgütlemesi
gibi kararsız başlarsa sanrı, sesinde
herkesi yenecek bir boğa görülür;
Ellerini açıklayarak geçirdi hayatını bir saniye
müsayedeyle her yerinden ayağa kalkmış
tebessümün boşluğunda diz çöküvermiş
pencere kenarlarıyla yalnızca az pişmiş
ölüleri ellerinden tutup cennetten
cehenneme karşıya geçiren;
Neden tozlanmaz birlikte terkedilmiş evlerdeki
pikaplar ve neden, kırıldığında bir 45’lik
plak, çığlık çığlığa kurumuş bir nehre iner
yüzlerce martı ve leylek;
Lacivertler ve bu ben!