Münâcât

Neyzen Tevfik

  • 644 okuma
  • 8 yıl önce
  • Yorum Yok
0 ● 5 0 Oy

Ey bana kendini büyük tanıtan.
Hâlime bak da varlığından utan!

Sen kerim ü ganiyy u mutlaktın
Sâhib-ül cüd ü zül keremdi adın.

Hani nerde o şanlı saltanatın?
Benden olsun sıkılmıyor suratın.

Tam otuz beş yıl oldu yarabbi
Çıkmadı bu tevekkülün de dibi.

Va’d-i ferdayı başka kullarına
Çırak et de benim işim yarına

Kalmasın, çünkü yüz yüze bakacak,
Çare varsa budur bugün ancak.

Ben senin bir çerağ-ı vahdetinim,
Daha kestirmesi hakikatinim.

Bana öyle gelir ki zatinle
Şu kelamı adam gibi dinle:

İkimiz bir mahallede büyüdük,
Yüz göz olduk, hem arkadaş, hem Türk

Demeye söz bırakmamak lazım,
Arz-ı hâle yakışmıyor ağzım.

Beni sen başkasıyla etme kıyas,
Ben kalender ve sen de Rabb-ün nâs.

Bende varsa eğer o kalb-i selim,
Arş-ı âlâna kör kütük gelirim.

Kim ne der? Enbiya mı yan bakacak?
Beni hangi cehennemin yakacak?

Hiç’i onlar da eylesin idrak,
Abd-i evlad-i husrev-i Levlâk

Hacı Bektaş, Cenab-ı Meulânâ
Neyle meyden kanat takınca bana

Oldu lânem cihan-ı şi’r ü hayal
Ruhuma yağdı nağme-i âzâl

Murg-ı aşkın olur mu hiç konağı
Ebediyyet önünde “yem” çanağı?

Sânihâtım sema-yı marziyeden
Armağanlar nisâr eylerken

Taparım kendi ruhumun sesine,
Kalbimin ateş-i mukaddesine.

Beste-i erganun-ı ilhamım
Oluyor sanki mehd-i ârâmım.

Gayb olup kendi kâinatında
Bin bir isminle her sıfatında

Görünen şekl ü pertev ü elvan,
Nur u zulmet, bedayi ü elhan,

Şiddet-i hub, tereddüdât-ı rücû
Bin tazarru, eyâd-ı merfû’

Kime kimden? Zavallı insanlar!
Pür-adâvet, yalancı bürhanlar!

Altı bin yıllık emr-i teşkilat
Yıkılır mı kolay kolay? Heyhat!

Fitne-i inhisar-ı edyândan
Var mı kalb-ı selime malik olan?

Önce sevda, kadın ve şevk-ı naîm,
Zeni aguş-ı âdeme teslim,

Sonra şehvet edince tende tulü
İlk sözün, tatma meyve-i memnu?

Şahlanan… bu nehyi dinler mi?
O melekler mi, yoksa cinler mi?

Nur-ı şehvet, o hâlık-ı akdes,
Ser-çerağ-ı hayat ü ruh u nefes

Emr-i tahdide zor gelir ya Rab,
O iken her muhit-i nura sebeb

Bunu vicdan bilir ki: Nev-i beşer
Künh u aşkı…le fehmeyler.

Mihnet-i aşk-ı evvelini çeken,
Ruh-ı asrı tefekkür eylerken

Bin telehhüfle ah u vah ederek
Şunu vird-i zeban eder bî-şek:

Üss-i…sün hutüt-ı heyetini,
Bâb-ı aşkın müsellesiyyetini

Aşk-ı asrîme eylerim mihrap,
Şi’r ü aşkın teranesi bu kitap.

Şu iki beyti ben de bil-inşâd,
Ömrüm oldukça eylerim feryat:

Nasıl olmam zebunu kahr-ı gamın,
Hatırımdan silindi şekli…m.

Neyzen Tevfik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir