O nahl-i nâzun olur pençe-i muhannâsı
Yediviren gülinün gonçe-i mutarrâsı
Bakup sirişk ile ol sîm-sâka ferş itdüm
Reh-i niyâza nigâhumla bir su dîbâsı
N’ola libâs-i kemândâr-i âhum olsa siyâh
Nişâna irmedi tîr-i heves budur yası
Gönül seni göreli gayra nazra-pâş olamaz
Anunçün âyinesinde nigâh ider pâsı
Hayâl-i çeşmün ile sürmedân-i kalbinde
Misâl-i kuhl ezilür ‘âşıkun süveydâsı
Rahîk-i neş’e-i mînâyı gösterür bî-reng
Perî-be-şîşedür îmâ-yi çeşm-i gûyâsı
Bu denlü teşne-i ‘aşkı suvardı hayrânam
O ince belden iken âb-i tîgi mecrâsı
Görince dil o siyeh hâli çak miyânında
Muka’ar-i zekan-i yâre düşdi sevdâsı
Çü dûd-i şem’a-i kâfûr Sâmiyâ yakışur
O gerden üzre siyeh-zülf-i ‘anberâsâsı