ölüm ipek kanatlarıyla geliyordu
kendi halinde ateş yakmış birkaç kişi
kadın ve erkek ve belki çocuk benekli
yaklaşan bir şeyler varmışcasına ürperirdi
ve kaplanların dişlediği güneş haliyle dokunaklı
susmanın kapıağzında arınmış ahşap zamanlardır
önüsıra karanlıklar şövalyesi ve liriyle yürüyorken
ölüm ipek kanatlarıyla geldi
geniş göğüslü gül günleriydi; gül idi
yer altı ülkesinin başkentinde yasak arkadaşlar
ve fitilli kadife günleridir –açık sokaklardan gelinmişti-
ve sokulgan bir çocuk kadar temiz olan kan-
bir yaprak ayaklanmasıyla, derin iç çekişlerle
ardısıra birkaç ateş söndürüyordu –lir’ik sızılarda
ölüm ipek adımlarıyla gitti.
Orhan Alkaya
Kayıt Tarihi : 14.12.2001 18:05:00