Pişmanlık ve Hüzün

Nurullah Genç

9 Eylül 1960 -
  • 330 okuma
  • 5 sene önce
  • Yorum Yok
0 ● 5 0 Oy

Zaman çığlık dolu; bu son geceden
Aydınlığa indi bütün kederler
Bir ses ‘uyan’ diyor, ‘ölüm gelmeden
Yoksa seni karanlığa iterler’
Zaman çığlık dolu; bu son geceden
Neden korkuyorum, bilmem ki neden

Kelepçe vurdular, eyvah, dilime
Eski bir ülkede, yitirdiklerim
Toztoprak misâli çöktü elime
Rüyalar içinde getirdiklerim
Kelepçe vurdular, eyvah, dilime
Öksüz kaldı benden hece, kelime

Elim silahlı sermayem: Gurur
Neçiçekler benim; ne ben çiçeğim
Bir gün hesap için divan kurulur
Ayaklar altında kalır yüreğim
Elim silahlı sermayem: Gurur
Korkarım beni de alnımdan vurur

Pişmanlık ve hüzün hep yığın yığın
Bütün varlığımla soyujluyorum
Ortasında kaldım bir bataklığın
Kurtarın dostlarım, boğuluyorum
Pişmanlık ve hüzün hep yığın yığın
Bahçesi harâbe tüm insanlığın

Karşımda yokluğun alev gözleri
Zindanlar içinde zavallı ruhum
Mükâfat mı, bana şu kan gölleri
Yoksa işkence mi, avutulduğum
Karşımda yokluğun alev gözleri
Bana diş biliyor yıllardan beri

Dilene dilene eğilmiş belim
Yüzüm kaktüs yaprağına benzemiş
Bİlmiyorum, neden böyle tembelim
Kim bana ‘çalışma, yaşarsın’ demiş
Dilene dilene eğilmiş belim
Artık görmüyorum, sağırım, kelim

Acaba çıkar mı yollarım düze
Yoksa yokuşlar mı öldürür beni
Birgün kavuşursam belki, gündüze
Talih bir defacık güldürür beni
Acaba çıkar mı yollarım düze
Sonsuzluğa, mutluluğa, denize

Nurullah Genç
Kayıt Tarihi : 31.3.2002 13:50:00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir