izlerinde içim gümüşleniyor
yerçekimsiz tozlarla uçuşuyor renklerim
ah, narin kürekleri savrulma duygusunun
tanıyorum ellerimle ürperen geyikleri
seslerin avcısına koşuyorum, gizlenen
yabanıl bir ışıkta saydamlaşıyor gizem
kıl heybemde bozkırın sirenleri
seriyorum kilimimi göçebe çadırına
ah, haritaların kılıçtan tapuları
bir barbar bir akıncı tenim
hoyratça dalıyor terinin ırmağına
ah, yılkıda koşuşan gecikmişlik duygusu
bu, atlarsız kalınan sabahın altın kurdu
dizlerinde gümüş, ah düşüm benim
kıl heybemde sirenleri bozkırın
gitmek gibi sızılı bir titreşim ışıklarda