Ve Bu Andaç Şiir Kaldı

Bahattin Karakoç

5 Mart 1930 -
  • 613 okuma
  • 7 yıl önce
  • Yorum Yok
0 ● 5 0 Oy

Benim ışıklı küremde ne mavi ne de al kaldı
Boşaldı bütün kovanlar, ne arı ne de bal kaldı.

Fırtınanın şiddetini anlatacak her söz eksik
Savruldu bütün yapraklar, ne sağlam kök ne dal kaldı.

Bağ viran, bağban çaresiz, çit çekmenin yararı ne,
Kader dağ koydu omuza, yürüyecek ne hâl kaldı?

Bel ince, bilekler ak gül, gözlerse yağmur ormanı
Ne o ince belde kuşak, ne de omuzda şal kaldı.

Kuğu boyunlu sevgilim, akşam sedef, sabah köpük
Gökte ayla bütünleşmiş, ne hasret ne visâl kaldı.

Tanklarla ezdi içimi, ahımı duymadan geçti
Ne onda insaftan eser, ne bende bir mecâl kaldı.

Kurtulunca her kesretten, tat aldım aşktan, hasretten
Bendeki ben’i buldum ben, ne Merih ne Zuhal kaldı.

Unuttum kuruyu yaşı, dağıttım doluyu boşu
Neyleyim toprağı taşı, gönlümde zü-l-celâl kaldı.

İlişkiler zincirinde eşyanın nabzını tuttum
Islık çalmayı unuttum, dilimde zü-l-cemâl kaldı

Çöl çiçeğinin ak düşü, çıktığı yerde battı su
Karakoç’un aynasında yârin yüzü zülâl kaldı…

Bahaeddin KARAKOÇ (Leyl ü Nehar Aşk – T.Diy.Vak.Yay. 1997 / ANKARA)

Bahattin Karakoç

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir