Gene bir efkara duş oldum candan
Güller feryat eder matem ayında
Bülbül kare bağlar bağı gülşanda
Dallar feryat eder matem ayında
Katre olup enginlere çağlanan
Pervaneler gibi nare dağlanan
Evladı Ali’ye candan bağlanan
Kullar feryat eder matem ayında
Bir hal ehli bulsam hal beyan etsem
Konsam dost gülüne şakıyıp ötsem
Azmirah eyleyip ol pire gitsem
Yollar feryat eder matem ayında
Kerbela’da yatan körpe kuzular
Ah çektikçe ciğerciğim sızılar
Yazıldı alnına kara yazılar
Çöller feryat eder matem ayında
Lanet olsun ol yezidin sulbüne
Nasıl kıydı müminlerin gülüne
Akar gider Kerbela’nın çölüne
Seller feryat eder matem ayında
Kerbela çölünde kanlar döküldü
Mezarına kara bayrak dikildi
Müminler içinde yası çekildi
Diller feryat eder matem ayında
Daimi’yim der ki mümin sadıklar
Hüseyin aşkıyla bağrı yanıklar
Gökteki melekler suda balıklar
Göller feryat eder matem ayında
Bir gerçeğe bel bağladım erenler
Aldı benliğimi bitirdi beni
Damla idim bir ırmağa karıştım
Denizden denize götürdü beni
Nice kabdan kaba boşaldım doldum
Karıştım denize deniz ben oldum
Damlanın içinde evreni buldum
Yine benden bana getirdi beni
Buhar oldum yağdım yağmurlarınan
Toprağa karıştım çamurlarınan
Piştim fırınlarda hamurlarınan
Üstadım sofraya yatırdı beni
Çiğnediler dişlerinen ezildim
Vücut eleğinden geçtim süzüldüm
Çaldı kalem bir deftere yazıldım
İrfan mektebine yetirdi beni
Daimi’yim ermişlerin ereği
Cümle varlık tabiatın gereği
Bir ölmez ananın oldum bebeği
Aldı dizlerine oturdu beni
Seyyah olup şu alemi
Gezmeliyim gezmeliyim
Ben bu aşk ile sinemi
Ezmeliyim ezmeliyim
Kıymetini bilmez her can
Bir telini değmez Tercan
Ak göğsüne inci mercan
Düzmeliyim düzmeliyim
O yare ettim şahadet
Geldi aşk ile muhabbet
Gerdanına bayı tebbet
Yazmalıyım yazmalıyım
Yardır güzellere server
Cemalidir miskü amber
Leblerinde Abu Kevser
Süzmeliyim süzmeliyim
Daimi anar kerimi
Verdim can ile serimi
O yar aşkına derimi
Yüzmeliyim yüzmeliyim
Girdabı dert oldum ben bu aşk ile
Beni hicran ile doldurdun zalım
Sen halım bilmezsen yadlar ne bile
Gonca güllerim soldurdun zalım
Akar gözyaşlarım benzer sellere
Kimseler düşmesin böyle hallere
Derdimi söylerim dertli kullara
Delip şu sinemi deldirdin zalım
Ne olur merhamet eyle halıma
Geçti devran gazel düştü dalıma
Seni terkeylemek düşmez yoluma
Aklımı fikrimi aldırdın zalım
Hüsnün nakşolunmuş benzer mushafa
Bir niyazım bedel yüz bin tavafa
Çok yalvardım yar gelmedin insafa
Beni bu dert ile öldürdün zalım
Daimi’yim eyvah beni ah beni
Nazlı canan sor kerem et gah beni
Eriştirsin maksuduma Şah beni
Gah ağlattın gahi güldürdün zalım
Ben bülbül olmuşum dostun gülüne
Karganın konduğu daldan bana ne
Aradım özümde buldum mevlayı
Mecnunun gezdiği çölden bana ne
Gönlüme yazılmış cananın adı
Canan imiş aşıkların muradı
Her şeyden üstündür sohbetin tadı
Arının yaptığı baldan bana ne
Uyulur mu ikrarsızın sözüne
Gidilir mi cehaletin izine
Varmak istiyorum aşk denizine
Mandanın yattığı gölden bana ne
Dertli Daimi’yim yardır sevdiğim
Gerçek aşıklara pirdir sevdiğim
İkilikte değil birdir sevdiğim
Ben beni bilirsem elden bana ne
Girdabı dert oldum ben bu aşk ile
Beni hicran ile doldurdun zalim
Sen halım bilmezsen yadlar ne bile
Gonca güllerimi soldurdun zalim
Akar gözyaşlarını benzer sellere
Kimseler düşmesin böyle hallere
Derdimi söylerim dertli kullara.
Delip şu sinemi deldirdin zalim
Ne olur merhamet eyle lığlıma
Geçti devran gazel düştü dalıma
Seni terk eylemek düşmez yoluma
Aklımı fikrimi aldırdın zalim
Hüsnün nakşolıınmuş benzer mushafa
Bir niyazım bedel yüzbin tavafa
Çok yalvardım yar gelmedin insafa
Beni bu dert ile öldürdün zalim
Daimi’yim eyvah beni ah beni
Nazlı canan sor kerem et gah beni
Eriştirsin maksuduma Şah beni
Gah ağlattın gah i güldürdün zalim
Gel ey gönül zikredelim Hudayı
Bayram gecesinde bayram gününde
Umalım Huda’dan lütfü etayı
Bayram gecesinde bayram gününde
Müminler Hu çeker dökülür yaşlar
Hakka niyaz eyler dağ ile taşlar
Zikreder seherde envayi kuşlar
Bayram gecesinde bayram gününde
Cümle melaykeler secdeye iner
Hep çarhi felekler Hak diye döner
Arşı Asuman’da kandiller yanar
Bayram gecesinde bayram gününde
Halil İsmail’in kolun bağladı
Annesi de ciğerini dağladı
Cümle peygamberler hep kan ağladı
Bayram gecesinde bayram gününde
O zaman Huda’dan bir ihsan oldu
Arafat Dağında koç kurban oldu
Anda cümle cihan şaduman oldu
Bayram gecesinde bayram gününde
Aşıklar mey ile muhabbet eyler
Hakkı seven canlar ibadet eyler
Adettir dost dostu ziyaret eyler
Bayram gecesinde bayram gününde
Daimi her mührün kalbe basılır
Mescidül Kabeye kandil asılır
Kurbanlar tığlanır koçlar kesilir
Bayram gecesinde bayram gününde
Arzu çekerim o yare
Bir gün olur gelir diye
Şu sinem oldu bin pare
Cananını bulur diye
Aşk ile bağrım ezerim
Söyler derdimi yazarım
İlde umutlu gezerim
Yar halimden bilir diye
Ararım lebi balımı
Kuruttu budak dalımı
Yare söylerim halımı
Göz yaşımı siler diye
Gördüm yari otağında
Yandırdı gençlik çağında
Yazık ömrümün bağında
Gonca güller solar diye
Daimi’yim bir kemterim
Kara Bağrımı döğerim
Naçarım boynum eğerim
Bu dert bende kalır diye.
Enelhak denilen mana özünü
Anladık sırrını ayana geldik
Hep bir idik iptidada mekanda
Serpile serpile bu yana geldik
Hoş bir hikayettir Adem’le Havva
Müsbet tekamülden olmadık tenha
Erdem tabiattan insana reva
Canı birleştirdik canana geldik
Cevherin özüdür cismi insanın
Hakkın sıfatıdır resmi insanın
Yalnız cehalettir hasmı insanın
Yıkıp yok etmeye meydana geldik
Mayası hakikat gevheri hüma
Tükenmez madeni bir oldu sima
Sormadılar bize kağıt diploma
Yazıldık mektebi irfana geldik
Daimi’yiz toplum ereğimizdir
Topluma yönelmek gereğimizdir
Toplum ile çarpan yüreğimizdir
Can ile baş ile kurbana geldik.
Bir niyazım vardır pirler pirine
Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle
Gerçek erenlerin hüsn ü nuruna
Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle
Horasan elinden Uruma gelen
Cümle düşmüşlerin eynini alan
Cümle evliyaya hem rehber olan
Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle
Şimdiki insanlar yoldan azarlar
Haktan korkmayıp da ahkam bozarlar
Adem düşürmeye kuyu kazarlar
Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle
Geldi gaflet çöktü bu zaman kula
Hiç giren kalmadı erkana yola
İmanı satarlar akçeye pula
Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle
Softalar ters anlar mana hecesiz
Nideyim dünyada varı yücesiz
Daimi bir güldür gezer goncasız
Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle
Medet dilber medet Allah aşkına
Aşkın şu sinemi delmeden gel gel
Kondurayım seni gönül köşküne
Ağyar sırrımızı bilmeden gel gel
Aşık olanların ömrü az olur
Aşıktan maşuka cilve naz olur
Bir gün gazel döker bağın güz olur
Yazık gonca gülün solmadan gel gel
Mesteyledin deli gönül mestedir
Yar yüzünde zülüf deste destedir
Ah elinden can bülbülü hastadır
Akibet can verip almadan gel gel
Çok ağladım görmez oldu gözlerim
Yare zar geliyor tatlı sözlerim
Aşkın emanettir canda gizlerim
Azrail canımı almadan gel gel
Daimi der nakes değil inerdesin
Siyah zülüf yar yüzüne perdesin
Aman leyla car’e yetiş nerdesin
İssız sahralarda kalmadan gel gel
Bağban niçin esirgersin bu gülü
Bülbül gonca güle aşık değil mi
Goncaya değmesin sakın yad eli
O gonca bülbüle layık değil mi
Madem ki aşk ile yoğruldu Adem
Niçin eylediler bu aşkı müphem
Niçin sevgililer ediyor sitem
Seven aşıklara yazık değil mi
Var mıdır dünyada kam alan kişi
Akla ziyan imiş feleğin işi
Yaktı yüreğimi aşkın ateşi
Bağrım kebap oldu yanık değil mi
Bu nasıl sevdadır bu nasıl elem
Kargalar dem çeker bülbüller matem
Engel bırakmıyor olalım hemdem
Acep dostlar buna tanık değil mi
Aşık isen sürün gel dedin geldim
Ağlarken yaşını sil dedin sildim
Sen bana kahrettin ben sana güldüm
Daimi ahtına sadık değil mi