Senin özün hakka uygun olursa,
Hak sana uymaz mı ey ademoğlu,
Kasteyleyip nefsi hemen kıymazsan,
O sana kıymaz mı ey ademoğlu?
Eğer Hakk’dan yad edersen özünü,
Dünyada kara edersin yüzünü,
Kati avazını gizli sözünü,
Yaradan duymaz mı ey ademoğlu?
Tanrı özge yaratmış cemalini,
Niçin hariç tutarsın kemalini,
Sağ hayrını yazar şer amelini,
Deftere koymaz mı ey ademoğlu?
Libası olmayan yanar ya üşür,
İnanıp aklını başına devşir,
Bunca nebileri soyan mübaşır,
Ya seni soymaz mı ey ademoğlu?
Teslim Abdal eder dinlen sözümü,
Meyil verip, Hakk’a çevir yüzünü,
Ölüm ahırında bir gün sizleri
Mat edip koymaz mı ey ademoğlu?
Beyazitten çevirdiler yolumu
Dokuz polis ba(ğ) ladılar kolumu
Gördünüz mü başa gelen zulumu
Aman Allah al başımdan sevdayı
Genç yaşımda zindan ettin dünyayı
Çifte tabancamı çektim almadı
Dört yanımda asker kolu kalmadı
Başıbozuklardan imdad olmadı
Aman Allah al başımdan sevdayı
Genç yaşımda zindan ettin dünyayı
Ay doğar ayazlanır
Gün doğar beyazlanır
Gelin olacak kızlar
Hem gider hem nazlanır
O ki derim ben sana
Söyle derdini bana
Seni doğuran ana
Olsun bana kaynana
Gur gur gur gur gur gur gur
Gel güzel karşımda dur
Duramam ben duramam
Durupta yalvaramam
Kapuda hasıl olur
Aceba nasıl olur
Kız o(ğ) lana söz verir
Kapuda yesir olur
Çayır ince biçilmez
Su bulanık içilmez
Bana derler yardan geç
Yar tatlıdır geçilmez
Asmayı daldırdım ince dal deye
Boynuna sarıldım beni – d-al deye
Gurbete yolladım kazan gel deye
Vay benim alnımın kara yazısı
Anasının çifte benli kuzusu
Kuyular derindir urgan irişmez
Yarin selamları gelüp yerişmez
Ayda bir haftada gelüp konuşmaz
Vay benim alnımın kara yazısı
Anasının çifte benli kuzusu
Yarım abaneyi sarma başına
Daha neler gelir garib başıma
Henüz girmiş yarim ondört yaşına
Vay benim alnımın kara yazısı
Anasının çifte benli kuzusu
Karşıda yananı fener mı sandın
Sen beni sözümden döner mi sandın
Yardan ayrılmağı kolay mı sandın
Vay benim alnımın kara yazısı
Anasının çifte benli kuzusu
Benim ağam gelir İzmir dağından
Altun mektup gelir yarin yolundan
Onu yazan yazamamış halından
Şakı bülbül sen uyandır yarimi
Ben kıyamam sen uyandır eşimi
Yüz guruşa mintanının şeridi
Kesme terzi yüreciyim eridi
Küçücükten sırrım sevdam var idi
Şakı bülbül sen uyandır yarimi
Ben kıyamam sen uyandır eşimi
Ben bir turna idim uçtum havaya
Kanadım kırıldı düştüm ovaya
Derdimi yüklettim beş yüz deveye
Bendeki elemi çeküp giderim
Her gün ben da(ğ) larda kışlı gezerim
Yolum bulup göynüm yaslı gezerim
Aşık gibi gözlerimi süzerim
Aşık olan gözlerinden bellidir
Kara yazmış yazan katib yazımı
Derd-u-gamdan açmadım ben gözümü
Güldürmedi felek benim yüzümü
Beni güldürecek bari-hudadır
Ben yare yolladım bir gömüş tarak
Tara zülüflerin gerdanına bırak
Şanına düşer mi sevüp de bırakmak
Ben yare yolladım bir gömüş kaşık
Kaşığın içinde okunur aşık
Yare gitmek isterim yol dolaşık
Ben yarime yolladım bir gömüş kutu
İçine doldurdum envai koku
Ben burada yazdım sen orda oku
Yar bana yollamış bir yeşil yaprak
Yarı sarmayınca almasın toprak
İsterim yare gideyim yollar pek ırak
Yar bana yollamış bir gömüş hilal
O yar benim olmazsa etmem hakkımı helal
İsterim yare gideyim yollar pek zulal
O yare giderken aldı bir ya(ğ) mur
Uykudan uyanmış gözleri mahmur
Benim efendimin kaşları samur
Yine yeşillendi karşıki da(ğ) lar
Hastanın halindan ne bilir sa(ğ) lar
Kalbim melul mahzun döşek kan a(ğ) lar
Beyaz ipek ile yazma ivlenmez
Deyme hanım ile gönül eylenmez
Küstürdüm yarimi gayri söylenmez
Yine mi karlar yağıyor Rusçu(ğu) n üstüne
Benim de seferim var ah gönül üstüne
Hamamın üstünde var kütüphane
İçerisen rakı işte meyhane
Gider isen kuzum işte kerhane
Yine mi karlar yağıyor Rusçu(ğu) n üstüne
Benim de seferim var ah gönül üstüne
Bir taş attım meyhaneye dayandı
Dayandı da yar uykudan uyandı
Uyandı da al kanlara boyandı
Arabaya taş koydum
Ben bu yola baş koydum
Bir hanımın sebebine
Adımı sarhoş koydum
Yol üstüne kuran kurmuş pazarı
Ben istemem okuyanı yazanı
Ben isterim meyhanede gezeni
Arabaya taş koydum
Ben bu yola baş koydum
Bir hanımın sebebine
Adımı sarhoş koydum
Evimin altında bakkal dükyanı
Gömüş kalem ile yazar rakkamı
Candarmalar şindik aldı yakamı
Arabaya taş koydum
Ben bu yola baş koydum
Bir hanımın sebebine
Adımı sarhoş koydum
Bir uzun yoldur giderim
Kimseye yoktur kaderim
Eyer izniniz olursa
Camileri vasf edeyim
Akseray bir ufak çarşı
Dükyanları karşı karşı
Valide sultan cami yaptı
Müvakkitle karşı karşı
Aya Sofya ibtidası
Hepsinden evvel binası
Top-kandilde namaz kılanın
Kabul olur duası
Yeni-cami ketenciler
İçinde çifte bekçiler
Bir tarafı balık-pazar
Bir taraf çiçekciler
Yeni-cami Yeni-cami
Dillerdedir onun namı
Güvercinlerin mekanı
Sultan Bayazid meydanı
Süleymaniye mahye kurar
Hep camiler ona uyar
Şadırvanı baştan başa
Suları tavandan akar
Bekçimizin adı Ahmed
Cümle geçmişlere olsun rahmet
Ne güzel mahye kuriyor
O Fatih Sultan Mehemmed
Acem kızı ne bakarsın kuleden
Öldür beni ben çıkayım aradan
Kısmetimiz elbet verir yaradan
Gitti Şiraz gitti Tiflis neyleyim
Başım alup Kandehara gideyim
Üç kız idik han bağunda tuttular
Birer birer at önüne kattılar
Kuldur dey haraç mezat sattılar
Gitti Şiraz gitti Tiflis neyleyim
Başım alup Kandehara gideyim
Altun tas içinde kınam ezildi
Gömüş tarak ile saçım çözüldü
Kader imiş alnımıza yazıldı
Gitti Şiraz gitti Tiflis neyleyim
Başım alup Kandehara gideyim
Akdeniz üstünde yaldız piyade
Validen sever mi benden ziyade
Tombul ellerinle gülgülü bade
Şurada bir hanım vardır bari maşallah
Döne döne benim yarim olur inşallah
Behey caurin kızı atma taş bana
Çark gemisi gibi çatarım sana
Etme bu cefayı yazıktır bana
Şurada bir hanım vardır bari maşallah
Döne döne benim yarim olur inşallah
Yalı kenarına yanaşır gemi
Yeyelim içelim sürelim demi
Allaha – smarladım bir tanem seni
Şurada bir hanım vardır bari maşallah
Döne döne benim yarim olur inşallah