Yine ilk yaz oldu ey neme güleyim
Akıttım gözümün yaşın neyle sileyim
Ben yarımı kayb ettim arar gezerim
Ben yarımı bulmağa sorar gezerim
Ne gezersin a bülbül uçan ovada
Kanadlarım kırıldı kaldım piyade
Ateşim yanmadan tütünüm tüter
Viran bahçelerde bülbüller öter
Yeni-cami kurdu pazar
Katipler resmini yazar
İndim Bahçe kapusuna
Eyledim bir kayık pazar
Bindim kayığın içine
Secade yaydım kıçına
Çek kayıkçı pala kürek
Eyüb-sultan çarşısına
Eyübün çarşısı darlık
Bahçesinde ayva narlık
Siliftera bir hoş yemiş
Keytane ça(ğ) layandır
Kara-a(ğ) aç Rüstem paşa
Sütlüc ile piri paşa
Aynalı-kavak Tersane
Boşta kaldı Kasım-paşa
Kasım-paşaya varan var mı
Yemişine doyan var mı
Kaptan paşa beş yüz vurur
Hiç insafa gelen var mı
Sıçan gelir çatal-matal
Dolabın kapusun açar
Dolmanın irisin seçer
Üstüne karanfil eker
Kule-kapu Mevle-hane
Dede döner devre-hane
Hedek-başı lüleciler
Ne mübadir şu Tophane
Top-haneden geldim geçtim
Fındıklının suyun içtim
Kaba-taşa fında demir
Dolma-bahçeye yanaştım
Yanaştım çıktım dışarı
Çocukları pek haşarı
Enseme tokat vurdular
Gözlerim çıktı dışarı
Sıçan gelir takır-tokur
Ben sanırım tezya dokur
Bizim sıçan hafız olmuş
İnce seslen yasin okur
Üç gız idih İbrail’den aldılar
İkimizin yolda boynun vurdular
Birimizi baş gırala verdiler
İbrail’den Hac-Ahmed’ing gızıydım
Ak kahad üstünde gara yazıydım
Anam bubamın gıymetli gızıydım
Çıhabilsem şu bayırın düzüne
Uyma dedim uydu iller sözüne
Mail oldum yavrum ela gözüne
İbrail’in çeşmeleri harlıyor
Yağlı kurşun ciğerimi dağlıyor
Annem gadın siyim siyim ağlıyor
Varın söylen garib annem ağlasın
Alleri çıharsın gara bağlasın
Oğlu gelecektir gönlün eylesin
Uzun olur telegrafın telleri
Esmez oldu badı-saba(h) yelleri
Kınalıdır o hanımın elleri
Uyan beyim uyan yarim uykudan
Al-al olmuş yanakların korkudan
Beyaz olur vaporların bacası
Esmez oldu badı-saba(h) yelleri
Nazmi beydir o hanımın kocası
Uyan beyim uyan yarim uykudan
Al-al olmuş yanakların korkudan
Selvi dibi serin olur yatmağa
Kızlar gelir sürü sürü bakmağa
Ne istersin bir gececik yatmağa
Uyan beyim uyan yarim uykudan
Al-al olmuş yanakların korkudan
Evlerimin önü dikili taşlar
Koynuma girmeden cilveye başlar
Ela göz üstüne samuru kaşlar
Uyan beyim uyan yarim uykudan
Al-al olmuş yanakların korkudan
Ben bir kurşun kalemim
İçim dışım kadar katı değil
Değnek gibi yontuyorsunuz beni
Ben bir ince kalemim
Elinize uymuyor köşelerim
Bozuk düzen yazıyorum
Ben bir kırık kalemim
Kırıla kırıla tükeniyorum
Bitmeden diyeceklerim
Zaman dedikleri
Düşman gibi ilerliyor torunum
Göz açip kapayinca
Sen yedi yaşina basarsin
Ben su içinde yetmişi omuzlarim
Zaman düşman gibi ilerlesin
Çikip gideriz kirlara
Ben karinca şiiri yazarim
Zeytin agaçlarina
Sen resimler yaparsin
Kagit fenerli, çingene pembeli resimler
Güle oynaya asariz yildizlara
Zaman düşman gibi ilerlesin
Hiç aklindan çikarma
Yarinlar bizim
Güzelim
Güzelliğin geçecek
Unutmayasın
Bir sevildiğin kalacak yanına
Yağmurlu geceleri hatırla
Gelmeyesi o gün
Bir şarkı söyleyesin içinden
Aynalara bakmayasın
Bu şiir senin için yazıldı
Bilesin
Bundan böyle
“Havada da turnam” türküsünü
En güzel
Mehmet Kemal söyler
Duymadınız mı
AKINCIOĞLU M. Niyazim
2 Şubat 1979 Cuma günü
Suphi TAŞHANlara
Fethi GİRAYlara taşındı
Ben mi ne yapıyorum
Bayati sesimle
Kendi – kendime
Naciyemi söylüyor
İçiyor içiyor
Utanmadan ağlıyorum
Güler yüzünü evinde bıraktı
Taktı çatık kaşlarını
Ciddi
Destur dedi
Yola düzüldü çelebi
Akşam üzeri
Besmeleyle girdi
Meyhanesinden içeri
Peçeteler sakız beyazı
İnce belli
Tonbul kadehler
Yerli yerinde
Mum gibi
Ayakta buldu garsonlarını
İlk müşteri
Şair Cahit Sıtkı
Cam dibinde
Düşünür boşyere geçtiğini
Otuz beş yılın
Tülden seyreder caddeyi
İnsanlar geçer önünden
Düşünceli
Umudu gelecek günlerde şairin
Ağır beste fıstıki makam
Geçti tezgahın başına
Bizim çelebi
Ciddi
Baş köşeye
Büstün altına
Kendi eliyle taktı
“Errızkı Taalâllah” levhasını
Sonra iki tek attı kaçamak
Ben levhaya bakarken
Ciddi
Yüzü güler gibiydi
Biri mapushanede yatar
Hürriyet
Burnunda tüter
Hatırlanmak
Aranmak ister
Biri hastanede yatar
Medet umar ölümden
Şifa bekler
Kanaryam
Gözüm kadar sevdiğim
Kafeste öter
Uzanamaz
Hiç birini kurtaramaz
Çaresiz şiir yazar
Kırılası elim
Uslu ol
Aklını başına devşir
Delilik etme diyorsun
Sen yanımda iken
Elim saçına değmişken
Ben var mıyım gayrı
Akıl mı ararsın bende
Bu güzel
Yıldızlı yaz gecesinde