Ey nazlı sevdiğim mestane gözlüm
Ne müşkül haldeyim bil insaf eyle
Şahin kırdı kanadımı kolumu
Bunaldım çöllerde gel insaf eyle
Bu aşkın ateşi gizli tendedir
Damardadır iliktedir kandadır
Derdin bende ise derman sendedir
Elimi eline al insaf eyle
Doldurmuş testiye yayla suyunu
Selviler kıskanır usul boyunu
Türkmen misin öğreneyim soyunu
Çatma kaşlarını gül insaf eyle
Hoş geliyor bana sitemin nazın
Mest ediyor beni bülbül avazın
Geçmeden baharın bitmeden yazın
Dili süt dudağı bal insaf eyle
Mor zülüfün ak gerdana düşmesi
Daimi’nin sinesini deşmesi
Sensin aşıkların hayat çeşmesi
Ak biraz kalbime dol insaf eyle
Hem söyleyim hem de beyan edeyim
Nuri Ahmet nesli imamda kaldı
Hakikat sırrını ayan edeyim
Kırkların mekanı pünhanda kaldı
Gör sual içinde sual sorarlar
Aşkın tarağıyla seni tararlar
Per kanattır se noktayla ararlar
Pe-ka-ja-ça ile harfanda kaldı
Kırsak yezitlerin bağrın taşını
Akıtsınlar gözden kanlı yaşını
Eğer sorar isen Şahın Başını
Yedi oğul kesen Rahban da kaldı
Nurumuzdan halkeyledik İsa’yı
Firavuna nisbet verdik asayı
Eğer sorar isen Turi Musa’yı
Yazılıpka nutki İmran da kaldı
Daimi kemterim hikmet arisi
Hatmolüben geldi beytin gerisi
İsmail’e inen koçun derisi
Ol Emrü Ümmiye Sultan’da kaldı
Gece gündüz okuram
La ilahe illallah
Bülbül oldum şakıram
La ilahe illallah
Alemlerin hudası
Oldum pirin gedası
Gönüllerin cilası
La ilahe illallah
Mümin olur takınan
Kör nefisten sakınan
Dört kitapta okunan
La ilahe illallah
Münkür olan azılı
Bu defterden kazılı
Dört kitapta yazılı
La ilahe illallah
Aşıklara sevdası
Eser aşkın havası
İmamların duası
La ilahe illallah
Hakikatin çırası
Müminlerin töresi
Geldi hakkın süresi
La ilahe illallah
Müminlerin topusu
Muhabbettir tapusu
Sekiz Uçmak kapusu
La ilahe illallah
Düştük Hak taktirine
Varılmaz tedbirine
Seltna’nın keşkürüne
La ilahe illallah
Gider Şaha siyadet
Oldu bize bu adet
Ehlimana şahadet
La ilahe illallah
Dört kapının çırağı
Müminlerin durağı
Yerin göğün direği
La ilahe illallah
Şen olur aşk otağı
Açılır cennet bağı
Okunur seher çağı
La ilahe illallah
Daimi’nin yücesi
Geldi Kadir gecesi
Cebrailin hecesi
La ilahe illallah
Bir gerçeğe bel bağladım erenler
Aldı benliğimi bitirdi beni
Damla idim bir ırmağa karıştım
Denizden denize götürdü beni
Nice kabdan kaba boşaldım doldum
Karıştım denize deniz ben oldum
Damlanın içinde evreni buldum
Yine benden bana getirdi beni
Buhar oldum yağdım yağmurlarınan
Toprağa karıştım çamurlarınan
Piştim fırınlarda hamurlarınan
Üstadım sofraya yatırdı beni
Çiğnediler dişlerinen ezildim
Vücut eleğinden geçtim süzüldüm
Çaldı kalem bir deftere yazıldım
İrfan mektebine yetirdi beni
Daimi’yim ermişlerin ereği
Cümle varlık tabiatın gereği
Bir ölmez ananın oldum bebeği
Aldı dizlerine oturdu beni
İnan ki gönülden severim seni
Sevdiğim gönülden yadetme beni
Seni bana vermiş Hazreti Gani
Sevdiğim gönülden yadetme beni
Aşk yeli ömrümü savurur ise
Hicran ateşiyle kavurur ise
Takdir beni senden ayırır ise
Sevdiğim gönülden yadetme beni
Gurbet ile gider belki gelmezem
Senden ayrılırsam yaşım silmezem
Korkaram dünyada murat almazam
Sevdiğim gönülden yadetme beni
Sen gülsün ben bülbül ederem zari
Yazık güllerini dereydim bari
Eğer terkedersem ben bu diyarı
Sevdiğim gönülden yadetme beni
Görmez misin Daimi’nin halini
Kimlere sildirem çeşmim selini
Özge yad ellere verme elini
Sevdiğim gönülden yadetme beni
Gönlümün devası Piri Piranım
Şu fani dünyadan göçtü de gitti
Gönlümün bağında suna ceylanım
Körpe kuzuların kaçtı da gitti
Takdir böyle yazmış ezel dünyada
Konan göçer elbet kalmaz dünyada
Yarene ahbaba etti elveda
Rutnzu hayal gibi geçti de gitti
Dokuz yüz kırksekiz erişti vade
Dertler tazelendi oldu ziyade
Nice bin zar ile halim ifade
Ecel peymanesin içti de gitti
Cümle muhibbanlar çektiler yası
Kenci nihan oldu hasların hası
Gönlümün süruru çeşmim cilası
Başıma ateşler saçtı da gitti
Daimi’yim asla kalmam gümanda
Er olanlar ölmez göçer bu handa
Sam yel esti güller soldu gülşanda
Bülbül bağımızdan uçtu da gitti
Hakikat nazar kıl efkarımıza
Şah İmam Hüseyin bendegahiyem
Yad iller giremez pazarımıza
Şah İmam Hüseyin bendegahiyem
Yüce dağ başları duman kar oldu
Şu geniş dünyalar başa dar oldu
İşim bülbül gibi ahüzar oldu
Şah İmam Hüseyin bendegahiyem
Ne kara yazılmış alnım yazısı
Asla yüreğimden çıkmaz sızısı
Fadime Ana’nın körpe kuzusu
Şah İmam Hüseyin bendegahiyem
Defettim gafleti attım kederi
Verdim pir yoluna can ile seri
Muhammet Ali’nin çeşmi enveri
Şah İmam Hüseyin bendegahiyem
Daimi’yim daim yandım aşkına
İmdat eyler fakir ile düşküne
Şu illerde döndüm deli şaşkına
Şah İmam Hüseyin bendegahiyem
Ovada bitişen sümbüller gibi
Sardı dört yanımı har Ali Ali
Yavrusun yitirmiş bülbüller gibi
Aldı şu gönlümü zar Ali Ali
Kaldı dertli gönlüm virane gibi
Kaybettim aklımı divane gibi
Ruzu şeb dönerim pervane gibi
Yaktı şu özümü nar Ali Ali
Şu devran çağında ömrüm bitirme
Şu garip başımı derde yetirme
Muhannetin kapusuna götürme
Yetiş neredesin car Ali Ali
Güz geldi dağları duman bürüdü
Çeşmin yaşı sel sel oldu yürüdü
Yazık gazel düştü dalım çürüdü
Kurudu bağımda har Ali Ali
Dertli Daimi’yim söyler yazarım
Hak bilir ki şirin candan bezerim
Nazlı sevdiğimden ayrı gezerim
Beni aşka saldı yar Ali Ali
Gurbet ele düşen aşığı şeyda
Kareleri bağlar oldum sevdiğim
Olur mu hiç asla aşka bir fayda
Gözyaşlarım çağlar oldum sevdiğim
Yazılmış alnıma yazılar gibi
Çıkmaz yüreğimden sızılar gibi
Anadan ayrılan kuzular gibi
Ardınsıra ağlar oldum sevdiğim
Aşıklar sabreder cevri belaya
Gece gündüz el kaldırır Mevlaya
Hasret gezer her dem dosta sılaya
Yüreğimi dağlar oldum sevdiğim
Var gönlümde ayrılığın hicranı
Leylü nehar durmaz eyler mücdanı
Ela gözlü nazlı dostum müjganı
Şu sinemi tığlar oldum sevdiğim
Daimi ezelden taktirden adet
Bizimdir cihanda dert ile möhnet
Varıp bir tabibe eyledim minnet
Yarelerim sağlar oldum sevdiğim
Erenler babında içtim bir dolu
Hakikatlı ulu meydana vardım
Mümin müslim hepsi sürer bu yolu
Bendine bend olup erkana vardım
Ben bir bezirganım her ilde gezmem
Her olur olmaza metahım çözmem
İlme hizmet edip okuyup yazmam
Hak ile hak olan bir cana vardım
Mürşüdüm emretti çırağım yaktım
Açtı can gözümü didara baktım
Katre olup her dem engine aktım
Dürrü meknun saçan bir kana vardım
Bu bir sırrı haktır erebilene
Hakikat gülünü derebilene
Hak bendedir, benim görebilene
Enel Hak deyuben urğana geldim
Ey Daimi ne ustasın malın var
Arı gibi her çiçekten balın var
Hamdülillah edep erkan yolun var
Kırkların Cemi’nde Selman’a vardım
Deli gönül bir güzele bağlandı
Dost iline gidemiyom nideyim
Aşk elinden ciğerciğim dağlandı
Derdim beyan edemiyom nideyim
Hub cemalin mahi taban misali
Kaldı dertli gönlüm gamlı gussalı
Gitmiyor serimden aşkı hayalı
Ağlıyom da gülemiyom nideyim
Yaz gelince gonca güller bitişir
Sefil bülbül gül dalında ötüşür
Ah çektikçe kara bağrım tutuşur
Ben o yari bulamıyom nideyim
Şuh didarı beni derde bıraktı
Yareli sinemi odlara yaktı
Aşkın hançerini bağrıma çaktı
Gözyaşımı silemiyom nideyim
Yeterim de ey Daimi yeterim
Bülbül oldum dost bağında öterim
Gece gündüz tutuşurum tüterim
Bu ne haldır bilemiyom nideyim
Geçti gitti vatanına yurduna
Dayanamam hasretine derdine
Uçurdum durnamı dağlar ardına
Felek bizi nazlı yardan ayırdı
Ara ver ara ver dağlar ara ver
Götür selamımı nazlı vara ver
Benim gizli derdim asla bilinmez
Akar gözüm yaşı birden silinmez
Ayrılık derdime çare bulunmaz
Felek beni nazlı yardan ayırdı
Ara ver ara ver dağlar ara ver
Götür selamımı nazlı vara ver
Yaz gelir şenlenir yaylalar dağlar
Bülbülün meskeni bahçeli bağlar
Herkes muradına erdiği çağlar
Felek beni nazlı yardan ayırdı
Ara ver ara ver dağlar ara ver
Götür selamımı nazlı vara ver